Yaşadığımız bu son döneme kadar en büyük sorunlarımızdan biri “toplantı yapmaktan iş yapamamak” olarak tanımlanırken, son dönemde dijital ortama taşınan toplantıların mekanik ve “ruhsuz” olduğu dile getirilmeye başladı.
O halde, özellikle dijital ortamlarda kurduğumuz iletişimi daha etkili hale getirmek gibi yeni bir ödevimiz oluştuğunu söyleyebiliriz. İletişim konusu, her açıdan çok derin ve çok boyutlu bir konu olsa da bugünlerde en çok dile getirilen sorunlara genel olarak değinmenin faydalı olacağını düşündük:
- Toplantıya Başlamadan Önce Sohbete Zaman Ayırmak: Dijital toplantı ortamlarının tanıdığımız, bildiğimiz yüz yüze iletişimden hiçbir farkı olmadığını unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla, bir araya geldiğimiz anda, her zaman olduğu gibi sohbet ederek ve her bir kişinin toplantıya başlayacak kadar rahatladığından emin olarak hareket etmekte fayda var.
- Toplantıda Kamerayı Açık Tutmak: Mümkün olduğunca gerçek bir toplantı deneyiminden uzaklaşmamak gerekiyor. O nedenle, toplantılarda kameranın açık olmasını isteğe bağlı bir konu olarak görmemek gerekiyor. Fiziksel toplantı ortamında nasıl bütünüyle bulunuyorsak, dijital toplantı ortamlarında da bütünüyle var olmak gerekiyor.
- Toplantıda Olduğunu Unutmamak: Birbirimize çoğunlukla evlerimizden bağlanıyor olmamız, genel toplantı kurallarını yok sayacağımız anlamı taşımıyor. O nedenle, birdenbire ortadan kaybolmak, başka şeylerle ilgilenmek, bir iş toplantısında normalde sergilemeyeceğimiz davranışlar sergilemek gibi davranışların uygun olmayacağını göz önünde bulundurmak gerekiyor.
- Dinlemeyi ve Ne Zaman Konuşulacağını Tekrar Öğrenmek: Dijital ortamlarda, katılımcıların ne söylediğinin anlaşılması için gerçek anlamda bir sessizlik ortamı sağlamak gerekir. Hatta o esnada konuşmayan kişilerin, mikrofonlarını kapatarak bu sessizlik ihtiyacını desteklemesi beklenir. O nedenle, en büyük gelişim alanlarımızdan birisi olan “dinleme”nin bu vesileyle yeniden gündemimizde olması gerektiğini hatırlatmış olalım.