Geri bildirim, ilk bakışta hepimiz için aynı şeyi ifade etse de uygulamada kişiden kişiye olağan üstü farklılıklar olduğunu görürüz. O yüzden doğru bir şekilde geri bildirim alma ve verme kültürü yaratmaya yönelik çalışmaların sonu gelmez bir türlü.
Geri bildirimle ilgili en önemli sorunlardan birisi “kötü haberi verememe” eğiliminden kaynaklanır. Herhangi bir geri bildirim görüşmesinde olumsuz konularla ilgili karşısındaki kişiyi incitmekten veya küstürmekten çekinen kişi genellikle olumsuzları kendine saklama eğilimi gösterebilir. Ve sonuç olarak, geri bildirimi alan kişi açısından öğrenme ve gelişme fırsatı istemeden de olsa ortadan kalkmış olur.
O zaman bir konunun altını net bir şekilde çizmek gerekiyor. Geri bildirim vermek “hoş sözler söylemek” ve “iyi hissettirmek” değildir;
- Geri bildirimin etkili olması için “açık”, “net”, “anlaşılır” ve “kişiyi bir şeyler yapmaya teşvik eden” nitelikte olması gerekir.
- Olumlu olan davranışların devamını sağlamayı amaçladığı kadar olumsuz davranışların da geliştirilmesi ve mümkünse ortadan kaldırılmasını hedeflemesi gerekir.
- Ve son olarak, her geri bildirim sonrasında geri bildirimi alan kişinin yapılan görüşmeden ne tür aksiyonlar çıkardığından emin olmak ve verilmek istenen mesajın doğru ulaştığı konusunda mutabık olmak gerekir.
Bunları yapmak ilk bakışta kolay görünse de üzerinde çalışılması gereken konulardır. Siz de “kötü haberi veremeyenler”denseniz, geri bildirim verme sıklığını artırarak bu konuda ustalaşmaya ilk ve en büyük adımı atmanızı öneririz. Geri bildirim verme sıklığı arttıkça hem iyi hem de kötü haberi denge içinde verme ortamı buluruz ve konular içinden çıkılmaz bir hal almadan geri bildirim verdiğimiz kişiyi geliştirme imkanı sağlamış oluruz.