Ebru Erten Koç
Karşılık verme ilkesi insan doğasının en önemli özelliklerinden biri. Yani alınca, karşılığını verme psikolojisi taşıyoruz doğamız gereği.
Dolayısı ile iş yerinde oldurmayı isteyip de olduramadıklarımızı da bu gözle değerlendirmenin önemli olduğunu hatırlatmak istedik.
Etkili İletişim: Ne kadar doğru ve etkili bir şekilde iletişim kurarsak o kadar karşılık alma ihtimalimiz doğuyor. Dolayısı ile tek yönlü olmayan bu ihtiyacımızı gidermek için işe kendimizden başlamakta fayda var. Açık iletişim kuruyor muyuz? Empati gösteriyor muyuz? İyi dinliyor muyuz? Karşımızdaki kişiye uygun dil ve üslup kullanabiliyor muyuz? Bu ve benzeri tüm iletişim unsurlarına bakmak gerekiyor.
Saygı: Saygı göstermediğimiz kişilerden saygı görmediğimiz anlarda yaşadığımız iç sıkıntısını daha doğru yönetmenin zamanı geldi de geçiyor. Özellikle ast-üst ilişkilerinde tek taraflı saygı beklentisinin tarihin tozlu yapraklarında kaldığını hatırlayalım istedik. Yalnızca insan olduğu için ve var olduğu için dahi saygı göstermemiz gereken çalışma arkadaşımıza saygı göstermek zorundayız beklentimiz bu yöndeyse.
Sorumluluk Almak: Özellikle liderlerin çalışanlarından sorumluluk almasını beklemesi son derece öngörülebilir bir durum. Ancak aynı beklentiyi o lidere bağlı çalışanların da beklediğini unutmamak gerek. Dolayısı ile sorumluluk alma yaklaşımı hem karşılıklı hem de bulaşıcı bir özellik olarak karşımıza çıkıyor. Nasıl sorumluluk alınır sorusunun yanıtının bizde olduğundan emin miyiz?
İş Birliği İçinde Olmak: Çalışma ortamında iş birliği halinde çalışmak her ne kadar bir opsiyon veya seçim konusu olmasa da, ne yazık ki iş birliği, organizasyonların geliştirmeye çalıştığı başlıca konular arasında. Bizimle iş birliği yapmadığı için bazı çalışma arkadaşlarımızdan şikayetçi olsak da, öncelikle kendimizin farklı fonksiyon veya birimlere ne derece iş birliği içinde yaklaştığımızı gözden geçirmemiz gerekiyor belki de.
Geri Bildirim Almak: İsteriz ki; verdiğimiz geri bildirim anlaşılsın, kabul görsün ve gereği yapılsın. Ancak konu geri bildirim almaya geldiğinde zorlanıyorsak ne yazık ki bunu bekleme hakkımız ortadan kalkıyor. Geri bildirimin yalnızca birbirlerine rapor veren kişiler arasındaki bir akış olmadığını kabul etmemiz gerekiyor. Bir iş yerinde, doğru üslup ve yaklaşımla herkes herkese geri bildirim verebilmeli. Ve kendimizden başlayarak geri bildirim alma kültürü geliştirilmeli.
Pozitif Yaklaşım: Biz pozitif değilsek, yalnızca olumsuzlukları görme eğilimimiz yüksekse, olumsuzluklar karşısında yapabileceklerimiz yerine başımıza gelenlerden şikayet etmekle meşgulsek başkalarından da pozitif yaklaşım beklemek pek de adil bir yaklaşım olmayacaktır. Bizim negatifliğimize maruz kalan kişilerin bizden daha pozitif olmasını beklemek akıllıca değil çünkü.
Çalışkan Olmak: Daha iyi bir performans için yeterince çabalamayan ve daha az çalışan bir liderin, ekibinden çalışkan olmasını beklemesi rahatsız edici bir durumdur. Lider, kendisini çalışanlarına direktif veren biri olarak konumlamak yerine kollarını sıvayıp işin içine girmekten asla kaçınmamalı. Gerektiğinde çalışma saatlerinin dışına taşmak, fazladan sorumluluk almak ve çaba göstermek, öncelikle liderin sergilemesi gereken bir davranıştır.
Bu listeyi uzatmak mümkün. Aynı şeyleri kural ve prosedürlere uymak, iyi niyetli olmak, disiplinli olmak, zamanı yönetmek ve benzeri birçok konu için de söyleyebiliriz. Dolayısıyla başkalarından beklediğimiz her şeyi kendimizin ne kadar hayata geçirebildiğini sürekli gözetmek zorundayız. Yani almak istediğimiz her şeyi öncelikle vermeyi bildiğimizden emin olmak zorundayız.
