Konu iş hayatımız olduğunda, doğru bildiğimiz birçok yanlışın içinde bulabiliyoruz kendimizi.
Çalışma hayatımız boyunca karşılaştığımız rol-modeller, sık tekrarlanan bazı kabuller, çoğunluğun yaptığını örnek almalar, bizim de belli yanılgılara düşmemizi sağlayabiliyor. Sonra bir de bakıyoruz ki; gelenek haline gelmiş bazı yanlışları sürdürenler arasına girmişiz bile.
Bugün için, bunlardan 3 tanesine değinmek istiyoruz;
- Çok Çalışkan Olmak; Fazla Mesai Yapmak, Başka Hiçbir Şey Yapmaya Fırsat Bulamamak Değildir: İşte, neredeyse gelenek haline gelmiş yanılgılarımızdan biri. Ne zaman geç vakitlere kadar ofiste kalıp çalışan birini görsek “çok çalışkan” olduğunu düşünme refleksi gösteriyoruz. Oysa, çalışkan olmayı ifade eden şey, iş yapmaya ayırdığımız zamanın uzunluğu değil. Yapılan araştırmalar, bu tür bir “çok çalışma” anlayışı ile “başarı” arasında doğru bir orantı olmadığını bile söylüyor. O zaman, bize verilen sürede ne kadar etkin çalıştığımızı gözden geçirmek en iyisi! “Çok uzun” değil; “çok etkin” çalışmak gerekiyor zira.
- Mesai Saatleri Dışında Telefonlara Yanıt Vermeyecek Derecede “Profesyonel” Olmak da Alkışlanacak Bir Şey Değildir: Peki tamam, etkin çalışıyoruz ve tüm işlerimizi bize verilen sürede tamamlıyoruz. Ama bu durum, kültürel tüm değerlerimizi bir kenara itip mesai saatinden sonra telefonlara bakmama tercihine dönüşürse, burada da bir sorun demektir. Hayatın bu hızı ve teknolojinin getirdiklerine gözlerimizi kapatamayız. Olası bir kriz anında telefonun bir ucunda olmamak, zamanın ruhuna terstir.
- İyi Bir Lider Anlık Krizleri Başarıyla Çözen Kişi Değildir: “Olası bir kriz” demişken, “Hayatım kriz çözmekle geçiyor; bugünü de sağ salim atlattık” diyenlerdensek yine şapkayı önümüze koyma zamanı. Çünkü iyi bir lider sürekli anlık krizleri çözen kişi değil, krizlerin kök nedenlerini bulup ortadan kaldıran kişidir. Sürekli benzeri krizlerin içinde buluyorsanız kendinizi, sesimize kulak verin; krizleri nedenleriyle birlikte ortadan kaldırmaya odaklanın!
Devamı bir sonraki yazımızda…