“Müdürünün hangi davranışları senin üzerinde olumsuz etki bırakıyor?” diye sormuştuk. Düşündürücü yanıtlardan bazılarını sizinle son haftalarda paylaştık. Aynı soruyu yöneticilere sormamak olmazdı; “Çalışanlarının hangi davranışları senin üzerinde olumsuz etki bırakıyor?” diye sorduk bu sefer. Buyrunuz, yanıtlardan bazıları…
- “Şartlar nasıl olursa olsun kronik mutsuzlar vardır bizim ekipte. Bazen verilen hedefe kızarlar, bazen yapılan organizasyon değişikliklerine. Sistem yok derler, sistem kurarsın; “kullanın şu sistemi” deyince yine kızarlar. Hiçbir şey bulamasalar otopark kullanımı, mesai saati, servis güzergahlarını mesele ederler. Ofisteki masa düzeni için mutsuz olanını bile gördüm mesela. Maaşları, primleri söylemiyorum bile; o kısmını zaten tahmin edersiniz. Sonra bir bakarsınız ki her türlü hedeflerini gerçekleştirmişler, zorlandıklarını söyledikleri her türlü konunun üstesinden gelmişler ve yeni durumlar için mutsuzluklarına mutsuzluk katmaya devam ediyorlar. Çok dinlemiyorum artık böyle davranan arkadaşları. ‘Kendi kuyruklarını ilelebet yakalamaya çalışacaklar, yapacak bir şey yok’ diyorum. Ama başkalarını da kötü etkiliyorlar; işin o kısmına daha ne kadar göz yumarım bilmiyorum.”
- “Benim için ‘işleri delege etmiyor, bize yetki de sorumluluk da vermiyor’ diyorlarmış. Oysa ben istemez miyim işleri delege edeyim, her şey düzgün gitsin, ben de asıl işlerimle ilgileneyim? Ne zaman bir iş delege etsem, ortaya çıkan işin kalitesi için iki üç katı çalışmam gerekiyor. Yazım hatalarından tut, hesaplama hatalarına öyle küçük şeyleri düzelttirmek zorunda kalıyorum ki. Hatta bunlarla uğraşmaktan, düşünmek ve çözüm üretmek tarafıyla hiç ilgilenemiyorum bile. ‘Önce en azından yapabileceğin kadarını gerçekten yap, ben sana zevkle iş delege ederim’ demek geliyor içimden. Ama olmuyor işte her zaman. Kişisel farkındalıkları o kadar düşük ki; o kadar geri bildirim verip geliştirmeye çalışıyorum, yine de delegasyon konusunun iki taraflı bir mevzu olduğunu bir türlü anlatamıyorum bazılarına.”
- “Merak ediyorum herkesin takımında benimki gibi her şeye itiraz edip yöneticinin de takımın da bütün enerjisini emen kişiler var mıdır? Bende var bir arkadaş ve artık çok yoruldum. İtiraz denen şey bir yere kadar daha iyisini düşünmeyi ve daha iyi yollar yöntemler bulmayı destekliyor. Ama hiç mi itiraz ettiğin konunun yerine daha iyisini daha doğrusunu düşünüp koymazsın! Hep mi bir bombayı pimini çekip ortaya bırakırsın arkadaşım! Fark ettim ki çözmek için uğraştığım her itiraz bana ve takımıma olağan üstü zaman kaybettiriyor. Ve hatta sonunda yine en başa gelip ilk kararı uyguluyoruz. Takımda çok sesliliği ne kadar desteklemem gerekse de bunun bir sınırı olması gerekiyor. Bundan böyle ‘İtiraz ediyorsan daha iyi ve daha doğru çözümleri de üret; yoksa sus ve yoluna devam et’ diyeceğim arkadaşa.”
Devamı haftaya…