Küresel salgın nedeniyle, geçici olduğunu varsaydığımız yeni iş yapış şekline bir hayli adapte olmuş durumda çoğumuz. En başta sorguladığımız birçok şeyi sorgulamaz, yanıtını aldığımız soruları tekrar tekrar sormaz olduk. Şirketlerin kârlılıkları doğal olarak kademeli bir düşüş hareketi gösteriyor ve belirli sektörler dışında gelir kaybı ile başa çıkmanın henüz bir yolu bulunabilmiş değil.
Bütün bunlar olurken, her birimiz suyun altında nefes tutar gibi alıştığımız eski düzene dönmeyi bekliyoruz tabi. Ancak bu bekleyiş ve yeni iş yapış biçimleri üretememe hali büyük bir geç kalmışlık sorununu da beraberinde getireceğe benziyor.
Geri dönüş günü gelmiş olacak ve tanıştığımız yeni riskler ve bu risklerin doğurduğu ihtiyaçlara yönelik dönüşüm gerçekleştiremeyenlerin çoğu geç kalmış olacak…
O yüzden, şu anda ağır çekimde olan eylemlerimizi ve zihnimizi bir an önce harekete geçirmemiz gerekiyor. Tümüyle geri dönüşün mümkün olduğu günlere hazır olmak şu sıralar düşünülmesi gereken en önemli şey!
- Her Koşulda İşi Ayakta Tutacak Çevik Bir Altyapı Kurmak: Hangi sektörde olursa olsun, küresel salgın başladığından bu yana çevikliğe yatırım yapanlar (sistem-süreç-insan) daha doğru bir yolda ilerliyorlar. Çevik bir takım haline dönüşmüş olmak, elbette ki şirket kültürü ve şirket yönetim yaklaşımının gelişmesini gerektiriyor en başta. Çünkü, şirket kültürü ve şirketi yöneten liderler çevikliğe zemin hazırlayan unsurlar olduğu gibi çevikliğin önündeki en büyük engel de olabiliyor ne yazık ki. Satış ve üretim kârının düştüğü bugünlere bir çözüm üretmek mümkün değil ise, bunun sonsuza kadar bu şekilde devam etmemesi, tam da şu anda yapılacak yatırıma bağlı. Şirketler sistem altyapılarına, süreçlerini revize etmeye ve şirket kültürü ile liderlik kültürünü ileri taşımaya tam da şu anda yatırım yapmalı!
- Kural, Prosedür ve Düzenlemeleri Gözden Geçirmek: Yaşadığımız kriz ile her birimiz, kural, prosedür ve düzenlemeleri anlamaya daha çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönem yaşıyoruz. Şirketlerin ilgili fonksiyonlarının şirket içi kural ve prosedürleri yeni duruma göre güncelleme ihtiyacı olduğunu, iş güvenliğine yaklaşımın farklılaştığını hepimiz gözlemliyoruz. Şirket iç tüzüğümüzden bağlı olduğumuz yasalara, iş güvenliği kurallarından ofis düzeninin ne şekilde olması gerektiğine varıncaya kadar tüm düzenlemelere hâkim olup, geri dönüşü buna göre yapılandırmamız gerekiyor. Ortaya çıkan kriz ile organizasyon yapısını ve ücretlendirme sistematiğini gözden geçiren, vardiya sistematiğini çalışanlarının lehine değiştiren şirketler olduğu gibi, ofis içi oturma düzeni ve tasarımını sağlık açısından yeni ihtiyaçlara göre dizayn etmeye başlayanlar var mesela.
- Müşterileri Yeniden Tanımak: Artık hiç kimse 2 ay önce bıraktığımız yerde değil. Tanıdığımızı ve bildiğimizi varsaydığımız hiçbir müşterimizi (iç ve dış müşteriler) tanıdığımızdan bildiğimizden emin olmamalıyız. Yeni ihtiyaç ve beklentilerin ne olduğunu en başından başlayarak anlamaya odaklanmamız gerekiyor. Şu anda toplayacağımız tüm veri, gelecekte müşterilerimize ne tür çözümler üreteceğimize ışık tutacak çünkü. Yeri gelmişken tekrar edelim; aradığımız tüm cevaplar müşterilerimizde ve şu sıralar müşterilerini en iyi şekilde anlamaya çalışan ve onlar için esnek çözümler üretebilenler geleceğin kazananları olacak.